19. KARABURUN BİLİM KONGRESİ
3 – 6 Eylül 2025
savaş
Çağrı
“Savaş İstiyoruz!”
En önce vuruldu
bunu yazan
Bertolt Brecht, Duvara Tebeşirle Yazılan
Bütün savaşlar siyasal olarak örgütlenmiş kolektif cinayetlerdir
Kongremiz “Savaş” başlıklı çağrısına hazırlandığı sıralarda hemen yanı başımızdaki bir devlet, Suriye, on üç yıl süren savaş ve kuşatmanın ardından geride binlerce ölü ve yaralı, milyonlarca yerinden edilmiş insan bırakarak parçalandı. Şubat 2022’de başlayan Ukrayna-Rusya savaşı ise tüm şiddetiyle sürüyor. Binlerce sivil ölümün yanı sıra Ukrayna halkı tarihinin en büyük göç sürecini yaşıyor. Nüfusun dörtte birinin yaşam alanlarını terk ettiği, kadın ve çocukların büyük bir kısmının yurtdışında mülteci olduğu biliniyor. Savaşın neden olduğu yıkımın en acımasızlarından biri yine bizim coğrafyamızda, Filistin’de gerçekleşiyor. İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne 7 Ekim 2023’ten bu yana düzenlediği saldırılarda binlerce kişi hayatını kaybetti, daha fazlası ise yaralandı. Süren ambargo sonucu binlerce kişinin açlıktan ve yetersiz sağlık hizmetlerinden dolayı öldüğü tahmin ediliyor. Dahası İsrail’in önce Güney Lübnan’a girmesi ve şimdi Suriye’deki işgal alanını genişletmesiyle savaşın giderek büyüme ihtimali artıyor.
Kongremizin bu çağrıyı yayımladığı süreçte, Türkiye’de yıllardır süren Kürt sorunun çözülmesi için bir kez daha görüşmelerin başladığına ve hâlihazırda devam ettiğine tanıklık ediyoruz. İnanıyoruz ki savaşın Türkiye halklarına, doğaya, kentlere yönelik tahribatına ancak kalıcı ve bölgesel bir toplumsal barışla son vermek mümkündür.
Küresel kapitalizm yeni bir topyekûn savaş dönemine doğru mu sürükleniyor?
Farklı kaynaklar 34 ülkede 59 devletler arası çatışmanın varlığına işaret ederek 2023 yılının İkinci Dünya Savaşından sonra savaşların en yoğun yaşandığı yıl olduğuna işaret ediyor. Farklı ölçeklerde süren bu savaşların yoğunlaştığı bölge Afrika olup onu Asya ve Ortadoğu izliyor. Dahası farklı toplumlar arası çatışma ve savaşlar yalnızca düzenli ordular arasında gerçekleşmiyor. Silahlı sivil gruplar arasındaki çatışmalar da giderek artıyor. 2023 yılının sivil silahlı gruplar arasında gerçekleşen 75 büyük çatışma ile yine bir savaş yılı olduğu kaydediliyor.
Küresel düzeyde giderek artan kriz ve emperyalist rekabet kapitalizmin yeni hegemonya krizi ve bir genel savaş sürecine doğru evrilmekte mi olduğu sorusunu ön plana çıkarıyor. Eğer öyleyse… Çanlar Kimin İçin Çalıyor…!
Dünyanın tüm savaşları yalnızca savaşın yıkım coğrafyalarındaki insanlığa değil tüm insanlığa yapılan bir saldırıdır. Bu nedenle savaşın Çan Sesleri, Hemingway’ın John Donne’den aktardığı gibi aynı zamanda tüm insanlığa yapılan bir çağrıdır…
“Ada değildir insan, bütün hiç değildir bir başına; anakaranın bir parçasıdır, bir damladır okyanusta; bir toprak tanesi alıp götürse deniz, küçülür Avrupa, sanki yiten bir burunmuş, dostların ya da senin bir yurtluğunmuş gibi, ölünce bir insan eksilirim ben, çünkü insanoğlunun bir parçasıyım; işte bundandır ki sorup durma çanların kimin için çaldığını; senin için çalıyor.”
Peki insanlık neden savaşıyor? Savaş ve şiddet kapitalizmin yeniden üretiminde nasıl bir rol oynuyor? Savaşın cinsiyeti var mıdır?
Bu ve daha fazlası elbette kongremizin temel sorularından bazılarını oluşturuyor. Yanıtları birlikte düşünmemizi beklese de şunu söylememiz mümkün: Her toplumsal formasyonun kendi örgütsel mantığı ve çelişkileri o toplumsal formasyona özgü savaşlara neden oluyor. Bu nedenle kapitalizmin ve yol açtığı emperyalizmin savaşları gerek varoluş nedenleri ve gerekse sonuçları açısından önceki toplumsal yapılardan önemli ölçüde farklılaşıyor. İşte bundandır ki kapitalizmin tüm genel savaşlarını sermayenin genel krizini anlamadan anlayabilmemiz mümkün değil. Lenin’in vurguladığı gibi: Kapitalizm koşullarında dönemsel olarak bozulan dengenin yeniden kurulmasında sanayide bunalımdan ve siyasette de savaştan başka bir araç yoktur.
Kapitalizm sadece savaşın nedenini değil kendisini de değiştirdi; savaşları ülkelerin tüm üretken kapasitesini yok etmeyi hedefleyen topyekûn bir saldırıya dönüştürdü. Kentlerin birer askerî hedef haline gelmesi, muazzam sayılara ulaşan sivil kayıplara yol açtı. Topyekûn savaşın sonuçları silahların yol açtığı doğrudan yıkımlarla da sınırlı değil. Sömürgeleştirme, yurtsuzlaşma, etnik temizlik, soykırım, zorunlu göçler, mültecileştirme, salgın hastalıklar, açlık ve kıtlıklar, kültürün ve doğanın tahribatı kapitalist savaşların neden olduğu kalıcı yıkımlardır. Bu yıkımlar boyunca savaşın cinsiyetle kesişimi, tecavüzün bir savaş stratejisi olarak kullanılmasından ikili cinsiyet sisteminin dışında kalan bedenlerin görünmez kılınmasına kadar farklı biçimlerde tezahür ediyor. Savaş, yalnızca cinsiyet rollerini yeniden üretmekle kalmıyor, aynı zamanda bu ilişkilerden besleniyor. Erkeklik ve militarizm, savaşın ideolojik ve pratik altyapısını oluşturan temel unsurlar. Bununla birlikte çatışma süreçleri, kadınlara orantısız biçimde yüklenen ekonomik ve toplumsal sorumlulukları da içeriyor. Kadınlar ve çocuklar, savaşın insanî maliyetinin en ağır yükünü taşıyorlar. Savaşın cinsiyetini görmeden yapısal şiddeti ve savaşın getirdiği insanlık dışı sonuçları bütün boyutlarıyla kavramak mümkün değil.
Kapitalizmde sürekli barış mümkün müdür?
Bizce savaşa karşı olmak aynı zamanda kapitalizme karşı olmaktır ya da son savaş kapitalizme karşı olan savaştır… Lenin’in Birinci Dünya Savaşı arkasından yaptığı tespite kulak verelim:
“Eğer sosyalizm kazanamazsa, kapitalist devletler arasındaki barış; yalnızca bir ateşkes, bir fasıl, halkları yeniden boğazlamak için bir hazırlık olacaktır.”
Duyduğumuz ses çan sesleri mi? Eğer öyleyse Çanlar Kimin İçin Çalıyor?
SAVAŞA karşı İNSANLIĞI ve DOĞAYI savunmak umuduyla…
Sözü Gülten Akın’a bırakarak sizleri 19. kez Karaburun Bilim Kongresi’nde bir arada olmaya çağırıyoruz.
Ne ışgını ne dalı sor ne de tomurcuğu
Aklık kırık, şaşırdı eski beklentilerim
Kimyasal korkular, kanlı gecelikler, dalgalı sirenler
Çocukları koyver, nereye gitseler ne yapsalar
Nasılsa füzeler bombalar onları buluyor
Nergisten ben sorumluydum, ışgından ve çocuklardan
Yanlış mı belledim, insan sorumluluktur.
Kapsam
- Savaşın Politik Ekonomisi
- Kapitalizmin Krizleri ve Savaş
- Bir Sermaye İlişkisi Olarak Militarizm ve Savaş
- Emperyalizm ve Savaş: Kapitalist Hegemonya Krizi ve Genel Savaş Eğilimi
- Savaş ve Sömürgecilik
- Yeni Bir Dünya Savaşı Olası mı?
- Savaşın Mekânları ve Yıkımın Boyutları
- Savaş, Kentler ve Yıkım
- Savaş ve Bebekler-Çocuklar
- Savaş ve Ekolojik Yıkım
- Savaş ve Halk Sağlığı
- Savaş ve Engellilik-Sakatlık
- Savaş ve Beden
- Savaş ve İşkence-Tecavüz
- Savaş ve Soykırım
- Savaş, Göç ve Mültecilik
- Savaş ve Açlık-Yokluk
- Savaş ve Travma-Yas
- Savaşın Yakın Coğrafyası: Ukrayna-Filistin-Suriye
- Savaşın Cinsiyeti
- Erkeklik ve Savaş
- Savaş ve Kadınlar
- Savaş ve LGBTİ+’lar
- Militarizmin Kültürel ve Toplumsal Dinamikleri
- Uluslararası Suç Örgütleri: NATO ve Küresel Silah Şirketleri
- Savaşın İdeolojik Kuruluşu
- Savaş ve Toplumsal Hafıza
- Savaş ve Kültürel Miras
- Savaş ve Tarihyazımı
- Savaş ve Medya
- Savaşın Psikopolitikası
- Savaş ve Nekropolitika
- Savaşın Eleştirel Dili Olarak Sanat
- Savaşın Resmi: Fotoğraf, Sinema ve Grafiti
- Savaş ve Edebiyat
- Dijitalleşme ve Savaş
- Savaş ve Gündelik Yaşam
- Barış Mücadelesi
- Sosyalistler ve Savaş Karşıtlığı
- Akademi ve Savaş Karşıtlığı
- Feminizm ve Savaş Karşıtlığı
- LGBTİ+ Hareketi ve Savaş Karşıtlığı
- Anti-Militarizm ve Vicdanî Ret
- Savaş ve Hukuk
- Savaş ve İnsanlık Suçları
- Barış Süreci Deneyimleri ve Barış Toplumsallaşması
- Geçmişle Yüzleşme
- Türkiye’de Bir Arada Yaşama Mücadelesi ve Toplumsal Barış
- Son Savaş: ya Sosyalizm ya Yok Oluş
Başvuru ve Katılım
Karaburun Bilim Kongresi, toplumsal sorumluluklar ve gönüllülük üzerinden düzenlenen bilimsel bir etkinliktir. Kongre Düzenleme Kurulu, kolektif, kamusal ve eleştirel bilginin peşinde, özgür ve itaatsiz bilim insanlarını ve dostlarını ağırlamaktan onur duymaktadır.
Kongreye gönderilen bildirilerin daha önce başka bir yerde sunulmuş veya yayımlanmış olması başvuru açısından engel oluşturmamaktadır.
Karaburun Bilim Kongresi çok yazarlı / kolektif ürünleri ve akademi dışı katılımları özellikle desteklemektedir.
Karaburun Bilim Kongresi’ne herhangi bir biçimde katılmak ve düzenlenecek etkinlikleri izlemek için hiçbir özel koşul gerekmediği gibi kayıt / katılım parası da alınmamaktadır.
Tüm başvuruların (bildiri sunumu, oturum önerisi, çalışma grubu önerisi, panel, forum vd.) internet sayfamızda yer alan formlar kullanılarak [email protected] adresine elektronik posta yolu ile yapılması gerekmektedir.
Kongre’de bildiri sunmak isteyenlerin çalışmalarının ana temayla ilişkisini, açık bir biçimde savını, anahtar sözcükleri ile temel atıflarını içeren ve 500 sözcükten az olmayan özetlerini ya da tam metin taslaklarını kongre takviminde belirtilen tarihe kadar [email protected] adresine elektronik postayla göndermeleri gerekmektedir.
Bildiri özetlerini ve tam metin taslaklarını değerlendirecek hakemler daha sonra internet sitemizde ilân edilecektir. Değerlendirmelerde, özetlerin kongre temasına uygunluğu, özgün / kabul edilebilir bir savının olup olmadığı, savını yeterli bir biçimde ve tutarlı bir yöntemle ele alıp almadığı ve alanındaki tartışmalara katkısı dikkate alınacaktır.
Bildiri tam metinlerinin kongre takviminde belirtilen tarihte teslim edilmesi gerekmektedir. Tam metinler kongre internet sayfasında yayımlanacaktır.
Kongremizde çalışma grupları özellikle desteklenecektir. Katılımcıların katkılarını yalnızca kongre oturumlarında sunulacak bildiriler biçiminde değil, doğrudan belirli bir çalışma grubu içerisine katılarak ya da bizzat çalışma grubu oluşturarak yapmaları da mümkündür.
Çalışma grubu önerilerinde ayrıntılı çalışma planının, ortaya çıkacak nihai metnin niteliğinin ve genel tartışmalara katkısının ayrıntılı bir şekilde aktarılması beklenmektedir. Çalışma grubu önerileri, Kongre Düzenleme Kurulu tarafından değerlendirilecektir.
Kongre’de sunumlar kadar değerli olan sunum sonrası yapılacak tartışmalardır. Bu bağlamda sunumların istenen sürede bitirilmesi kolektif bir bilimsel faaliyet için son derece önemlidir.
Karaburun Bilim Kongresi, sunulan özet, rapor, bildiri ve konuşmaların yayın hakkını hiçbir biçimde sahiplenmez; aksine, kamuya ait olduğunu iddia eder. Kongrede sunulan bildirilerin ve çalışma grubu raporlarının kamuya açık ve telifsiz e-kitap(lar) şeklinde yayımlanabilmesi için çalışmalar yürütülecektir. Tüm katılımcıların bunu bildiği ve kabul ettiği varsayılmaktadır.
Kongre Takvimi
3 Şubat 2025 : Bildiri Çağrısı
14 Nisan 2025 : Başvurular için Son Gün
19 Mayıs 2025 : Kabul Edilen Bildirilerin Açıklanması
9 Haziran 2025 : Geçici Programın İlânı
27 Temmuz 2025 : Tam Metinlerin Gönderilmesi için Son Gün
10 Ağustos 2025 : Kesin Programın İlânı
3 – 6 Eylül 2025 : 19. Karaburun Bilim Kongresi
Düzenleme Kurulu
Adil Çamur
Ahmet Haşim Köse
Aydın Arı
Aydın Gelmez
Dilek Karabulut
Erkin Başer
Esra Dabağcı
Mehmet Türkay
Melda Yaman
Nuray Türkmen
Onur Hamzaoğlu
Ömer Selvi
Özcan Gülhan
Özlem Özkan
Remzi Altunpolat
Yasemin Özgün
İletişim Bilgileri
Web: http://www.kongrekaraburun.org
E-posta: [email protected]
X: @KongreKaraburun
Hashtag: #Karaburun2025
Facebook: karaburunbilimkongresi
Instagram: kongrekaraburun
Bluesky: @kongrekaraburun.bsky.social
Karaburun Bilim Kongresi,
Karaburun Gündelik Yaşam Bilim ve Kültür Derneği
tarafından düzenlenmektedir.