10. KARABURUN BİLİM KONGRESİ
2 – 6 Eylül 2015
sermayenin doğası:
soykırımlar, katliamlar, savaşlar!
Sermaye bir suç örgütlenmesidir…
Tarihsel analiz olayları salt kendi varlığında inceleyemez. Olaylar gerçek anlamlarına ancak meydana geldikleri tarihsel ve toplumsal bağlamda kavuşurlar. Tikel olanın bütün ile birlikteliği tarih bilincinin başlangıcıdır. Kapitalizmin tarihinde sermayenin ve sermaye birikiminin süregiden yapısı ve onunla bütünleşen ulus-devlet göz ardı edilecek olursa, herhangi bir tarihsel olayı doğru biçimde anlamak imkânsız hale gelir.
Sermaye ilişkisi, sömürünün güçle birlikteliğidir. Kapitalizmle birlikte iktidar ilişkisi, sermaye ilişkisinin varlık alanında yeniden kurulmuştur. Devlet -bir iktidar olarak örgütlenmiş sermaye- kapitalizmin fiili denetim ve zor aygıtı haline gelirken varlık koşullarını ve sürekliliğini sadece insanlığa karşı değil doğaya karşı da işlediği suçlarla sağlar. İşsizlik ve iş cinayetleri başta olmak üzere yoksulluk, mülksüzleşme, emekçi sınıflara yönelik sonu gelmez saldırıların türlü biçimleri sermayenin doğasında vardır. Ekolojik katliamlar, kültürel kıyımlar, toplumsal cinsiyetlere, kimliklere, inançlara, değerlere yönelik saldırılar da bir o kadar aynı doğada yer alır. Kriz dönemleri ise sermayenin vahşet anlarıdır. Soykırımlar, katliamlar ve savaşlar bu vahşetin en kitlesel, en somut halleriyle göründüğü insanlık suçlarıdır.
Egemen anlatı, sermayenin insanlık suçlarını parçalanmış gerçeklikler olarak; yalnızca ve tek başına hukuksal, politik ya da sosyolojik sorunlarmış gibi tartışır. Böylece, bir yandan genel olan tekilleştirilirken diğer yandan bizatihi kapitalizmin en büyük organize suç örgütü olduğu gerçeği perdelenir.
Bilimin işi, yıkıp perdeyi viran eylemek değilse nedir? Bu yüzden Karaburun Bilim Kongresi, 10’uncu yılında sermayenin doğasından türeyen kitleselleşmiş insanlık suçlarını, yani “Soykırımlar, Katliamlar ve Savaşlar”ı konu ediniyor.
‘Suçlular’a karşı insanlığın yanında olan herkesi 2-6 Eylül tarihleri arasında Karaburun Bilim Kongresi’ne davet ediyoruz.