Yürütücü: Barış Yıldırım
Georgi Plehanov
Barış Yıldırım
“Rus Marksizminin Babası” ismiyle bilinen Georgi Plehanov, Narodnik saflardan ve ülkesinden ayrıldıktan sonra Rusya’da işçi sınıfının devrimi yapacak bir olgunlukta olduğu teziyle genç Rus Marksistleri ve özellikle Lenin nezdinde büyük bir saygınlık kazandı. Emeğin Kurtuluşu Grubu’ndan Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin ilk yıllarına dek Lenin ve yoldaşlarıyla birlikte yürüyen Plehanov, önce örgütsel sorunlara yaklaşım sonra 1905 Devrimi konularında Bolşeviklerle ayrıldı ve hayatının sonuna kadar -geçici ittifak dönemleri dışarıda bırakılırsa- Lenin çizgisinin en yaman karşıtlarından biri oldu. Lenin ve Plehanov, ampiriyokritistlere karşı benzer argümanlarla çıktıysa da birbirlerini de eleştirmeye devam ettiler. Plehanov, devrimin hemen sonrasında ölmeden önce Ekim Devrimi’nin karşısında, Kadetler’in içinde yer alıyordu. Buna rağmen Lenin onun özellikle felsefe yazılarını her genç komüniste önerdi. 1930’larda Sovyet düşün sahasından tamamen silinse de 1960’lardan itibaren bir kez daha Rus Marksistlerinin en önemlilerinden biri olarak, kimi zaman neredeyse Lenin’le aynı düzeyde görülen Plehanov’un Narodnizm, devrimin aşamaları, devrimde öncü sınıf ve ittifaklar sorunu, felsefe tarihi ile Marksizm ilişkileri, sanat, ideoloji gibi çok farklı alanlarda yaptığı üretimler bugünkü devrimci kuram açısından önemini korumaya devam ediyor. Lenin’in okuduğu çağdaşı yazarların, parti yoldaşlarının ve çevresindeki düşünce insanlarının bugün Leninizm adı ile bilinen kanona katkılarını konu alan Lenin’in Karargâhı başlıklı çalışmaya bir bölüm olarak hazırlanan bu çalışma Plehanov’un temel düşüncelerini serimlemeyi hedefliyor.
Karl Liebknecht
Canan Kaplan
Karl Liebknecht, antimilitarizm üzerine yazdıkları ve militarizm karşıtı faaliyetleriyle, savaşın eksik olmadığı bu coğrafyada belki de en çok incelenmesi gereken sosyalistlerden biridir. Günümüzde parlementer siyasetin etkisizleştirilmesi, “vatanseverlik” propagandasıyla savaşa razı edilen kitleleri anlamak için de eylemcinin rehberi olabilir. Liebknecht, hem özellikle gençlerin katılması gerektiğini düşündüğü antimilitarist mücadeleye katkısı, hem de partisinin genel eğilimine karşı gelerek savaş kredilerine karşı hayır oyu vermesiyle parti içi demokrasi ve parlementoda siyaset yapma olanakları ve sınırlarını kullanışı, daha sonra yoldaşlarıyla birlikte yeraltı faaliyetlerine geçerek Alman Komünist Partisi’ni kurmasıyla siyasal faaliyetin her alanında deneyimlerine başvurulması gereken bir pratikçi. Aslında militarizm karşıtı tavrı ile gençlerin, vicdani retçilerin ve ulusal kurtuluş hareketlerinin de özellikle çalışması gereken bir eylem adamı. Öldürülmesinden sonra yazdığı yazıda Troçki’nin ifade ettiği gibi, bir eylem kahramanı.
Karl Liebknecht’in mirası, işçi sınıfının tüm dünyadaki zaferi için silahlarını saklı tutmasını öğütleyen, militarizm ve sınıf mücadelesi arasındaki ilişkiyi çözümlemesi ve yurtseverlik illüzyonuyla kör edilen işçi sınıfına enternasyonalizmin ışığını yöneltmesiyle özellikle ilgiyi hak etmesi gereken bir miras. Adı hep Rosa ile birlikte katledilmesiyle anılan, Rosa deyince akla gelen bir ad oysa. Mağrur ve hem öfkeye, hem ayaklanmaya çağıran bir ses olarak daha fazla ilgiyi hak ediyor.
Feliks Cerjinski
Kavel Alpaslan
Ekim Devrimi tarihinde yer alanlar arasında Feliks Cerjinski, hakkında en çok söz söylenen isimlerden. Kimileri için bir kahraman; kimileri içinse bir şeytan. Karşı devrime karşı mücadele en büyük zorluklara göğüs geren bir ismin bundan farklı bir kaderi olabilir miydi ki? Niceleri Cerjinski’nin ‘gaddarlığından’ dem vurdu, hatta bazıları daha da ileri giderek onun ‘silah düşkünü bir şiddet bağımlısı’ olduğunu savundu. Elbette bir diğer kesim için o her zaman cesaretiyle ve fedakarlığıyla hatırlanan bir devrimci oldu. Böyle bir tartışma sürerken Cerjinski’nin aslında nasıl biri olduğu, onu tanımadan geçiyor. Cerjinski’nin hayatındaki önemli dönüm noktalarını, dikkat çekici bilgiler üzerinden, bize sunulan ‘Vahşi Cerjinski’ karikatürünün gerçek olup olmadığını da gösterebilir…